31.10.2013

düşündüklerin gün ışığı






rüzgarın esintisiyle hafifçe sallanan küpelerim kulagmda , gözlerim güneşin arkasında ne var diye merak ediyor.
havanın guzelliği ve ara sokakların cazibesi birlesince alikoyamiyorum kendimi.  yuruyorum. 
zaman gectikce sokaklar kaybediyor süslerini , sakinlesiyor. ışıklar kapanınca yalnızlaşıyor .
aklıma geliyor sonra  , sokaklar tanıdığım biri gibi.
ve bu beni hic sasirtmiyor



28.10.2013

Fazlası değil..

bazen

en kötüsünden bi gökcismi düşse üstüme gıkım bile çıkmaz

bazen de

saçlarım düşse omuzlarıma , kırılırım

..

24.10.2013

zamansız




ben bazı diyalogları çok severim. hani böyle anlam sıralamasına hiç önem vermeden , bilinç akısı halinde ama buna ragmen kendilerine rahatlıkla çıkış kapısı bulabilenleri .
en az bunun kadar severim bazı suskunlukları da ; ama özellikle tam zamanında lütfedenleri    .)

22.10.2013

kitap



ceviriyorum her gece yeni bi günün sayfasını
altını ciziyorum sana anlatıcaklarımın , sonunda hep aynı sey oluyor.

ben yavasca uzaklasıyorum kitaptan , seni alıp - mutlu oldugumuz , kahkaha sesleri gelen ,yeşil , sıcak- bi günün sayfasına bırakıyorum.
orda saçlarım daha kısa , hiçbişey umrumuzda değil kalabalıklar arasında.

20.10.2013

omuzlarımı kıpırdata kıpırdata eşlik ettiğim sarkı senin damağındaki çokonat tadı






az da olsa ısınmaya baslayan havanın yine üşütmeye yüz tutmasıyla soluğu yanında aldım.
bi insanın agzından cıkan her kelime mi ısıtır ? içime yayılan bu sıcaklık illa ki mi yazdırır?
yüzümdeki bu gülümseme , hep mi çağırır elini ..

 yanağım ısınır ,  tuzlanmış yollar gibi emniyetli uykular , dünya benim kollarımda ,
 senin elin gezinir

14.10.2013

ihmal




günlerden pazartesi, ekimin ortası. hava bulutlu ve bizde nem kapiyoruz herseyden işte / evren zaman zaman kontrolden cıkıyor ama sen çıkma ,
güneş ışığıyla aynı anda yagmurlu gunlerde beni sevmeyi ihmal etme

:)

11.10.2013

yine de




bugunlerde bana söylenen *sen üzülme* lerimi atıyorum arka cebime , arka cebimi de kirlilere .
kirliler sepetin içinde , sepet oldugu gibi makinede.

                                              o döndükçe temizlendi dünya , buruştu hepsi , üzüldüm yine de

10.10.2013

Düz yazının kıvrımları !



Gözün gözü görmediği o dipsiz karanlıklarda söylenen sözcükler , asla görmeye hazır olmadığın kabuslar gibi..
Başını sonsuz haz ve güvenle yastığa koydugun gecelerde
uykusuzluga teslim etmen gibi kendini, adını koyamadığın tatmine benzer bir duyguyla..
Zihnin sana gecelerce fısıldadı..
binlerce, milyonlarca sözcük, not almaya değer cümleler.
ama sen hiçbirini kağıtlara dökmedin, kaleminin ucuna getiremedin hiçbirini..benim gibi.
Bilmiyordun cok zaman sonra yazdıklarını okumanın
seni getireceği yeri..
o zaman görmeyi beceremediğin onca şeyin,
görüpte hatırlıyamadığın onca düşün yerini alacağını bilemiyordun tabi..

kalemin kağıtta kaydıkça italik el yazınla,
ve ardında bıraktığın anlamların silineceği korkusu yazdıkça ,
kelimelerle aran kötüye gidiyordu..
Yazmaktan korktuğun her sözü karanlığa soylediginde
onlarda ışıkla birlikte hayatından silinip gidiyordu...
*
diye telkinlerdeyim ben kendime.  
güzel olmaz mıydı , olurdu neden olmasındı..lar yerini 
o bildik iç seslere ve bahsedilen vicdan kipirtilarina bırakalı ne kadar oldu ki ? sen söyle.. 
ya da ben söyliyim. 
gülümseyerek hemde , 
varlığın pek güzel , öyle ya da böyle .



8.10.2013

kışbahar da balkon konaklamaları



 Şimdi burda durmuş bakıyorum, kapıyı açmadan önce üşümek içn hazrlanıyorum
balkonun köşesindeyim , bakıyorm ( evet herzaman köşeleri olan biriydm ben..)
burda böylece durup uzakları izliyorum hep ( burdan baktığmda ay* çok daha yakın )
benim gibi balkonun köşesinde ay*ı izleyen başkaları da varmı merak ediyorum bi an*
bilmiyorum tabi..)

aslında buraya nasıl geldğmi de blmiyorm (  yok , yazdklarımdan bahsetmiyorum, bu hisse , .. buraya nasıl geldm.. )

bazen etrafmdaki herkes hep bir ağızdan konştu
bazende herkes sustu aynı anda


sessizlk ve sesin ortasndan geçip o an*a geliyor bazen insan
ve
o an*ın nerede susup nerede konuşacağı hç belli olmuyor..

sana da oluyor mu ?

5.10.2013

gizli özne




uyanmak degildi tarifi bu hissin ,
uzerimdeki battaniyeden yere düşürdüğüm şarkıların sesi, kulağının arkasındaki bahcede yukselirken
sen , eminim sadece yagmurun sesini duyuyordun.

bu yuzden belki de ,

gün ışığında gözle görülemeyecek kadar küçük hislerini , hava karardığında gece lambasıyla görünür kılmaya çalışman beni gülümsetti .



hakikaten




                                                                   

kalp atışlarını dinleyerek uyudugum gecenin sabahıyla hangi sabah arasinda huzur kıyaslaması yapılabilir ? 

saçlarımın arasında uyandığın mı ?
                                                                

                                                              bilmem , olabilir  >.<


2.10.2013

gördün mü onu ?




yerden ,gökten ,yeşilden ,yapraktan
hatta denizden bitmis bi sır sakliyorum ben sana. ne topragin altinda kalmasina izin veriyorum ne bulutları geçmesine.
izin vermiyorum buyumesine elbette.
ne zaman boy atsa kopariyorum ucundan , eski kitap kokusunu çekiyorum içime.

1.10.2013

Bu akşam üzeri ,






Besin zincirimin son halkasındaki doymamış düşünce oranım yüzünden okudugum hiçbişeyi anlamadığım dakikalardayım.
hayallerde ise ege sonunda guney başındayım. bronz bedenimle yazilar yaziyorum kumlara.
ama gercek şu ki artık , kucuk ellerimin kucuk parmaklarına yarım eldivenler örüp ellerimi yine kendi el emeğiyle ısıtmaya
kararlı olan bi annem ,
kış yaklaşıyor ne de olsa*nın hiç aklından çıkmadığı her an üşüyen ellerim var benim.